Bir Tek İyi İnsan Yeter mi?

Sezuan’ın İyi İnsan’ı…

Bundan 4-5 sene kadar önce Bakırköy Belediye Tiyatrolarında izlediğim Sezuan’ın İyi İnsanı bu sezon Devlet Tiyatroları (DT) repertuarına girdi. Bende yer eden tiyatroları saydığımda mutlaka adını telaffuz edeceğim bir oyun, benim için yeri oldukça farklı. İlk izlediğimde ne kadar etkilendiğimi ve heyecanlandığımı bugün gibi hatırlıyorum.

DT’nin oyunu repertuarına aldığını öğrenince ‘mutlaka gitmeliyim’ dedim. En çok merak ettiğimse ‘beni heyecanladıran o performansları yeniden izleyebilecek miyim?’ oldu.

Oyun Çin’in Sezuan kasabasına görevlendirilmiş 3 Tanrı’nın iyi bir insan aramak adına çıktıkları yolculuk ile başlar. Su sakası Vang Tanrıları ilk gören olmak adına kasabanın girişinde bekler ve geldiklerinde istediği gibi onları ilk gören de o olur. Vang Tanrılar ile konuşur ve onlara geceyi geçirebilecekleri bir yer arar. O kadar namuslu (!) ve iyi insan varken, bir fahişe olan Shen Te Tanrılara evini açar ve oyun başlar! Oyun süresince içine doğduğumuz toplumların değerlerini, bunların mantıklılığını, gerekliliğini sorgulayacağınız olaylar izliyorsunuz. İyi olmak neden bu kadar zor derken, değerleri sorgulatabilen başarılı bir yazım üzerine kurulu olan oyun: iyi insan kavramına uygun olmak için gerekli olan ne? Adalet – İyilik, Hoşgörü – Denge, Kendini düşünmek – Hiçe saymak… Hangisi? diye izleyiciyi biraz hırpalıyor tabiri caizse. Namus dediğiniz şey bedenden mi ibarettir? Yani fakirleri gözeten ve sırf hayatta kalabilmek adına bir şeylere mecbur kalan Shen Te gibi biri namussuz sayılabilir mi? Ve en önemlisi insanların “bedensel namusları” nasıl ve niçin bizi “yaşam ahlakları”ndan daha fazla ilgilendirir?

Bakırköy Belediye Tiyatrosunda izlediğim oyun, performanslar bakımından, özellikle de bireysel performanslar açısından, oldukça başarılıydı. Rahmetli Ali Taygun’un yönettiği oyunun başrolünde bulunan Shen Te ile Shui Ta’yi (iyi insan ve kötü insan) aynı anda canlandıran Defne Şener Günay ve epik oyunu ile göz dolduran Meral Çetinkaya’nın performanslarına hayran kaldığımı hatırlıyorum. Meral Çetinkaya’nın bildiğiniz tüm beyazperde performanslarını bir kenara koyun tiyatroyu başka bir kenara. O kadar ki, Meral Çetinkaya’nın bu oyundaki performansını konservatuar hocaları öğrencilerine epik örneği olarak tavsiye ettiklerine dair rivayetler bile var.  Ayrıca, Meral Çetinkaya bu oyundaki performansı ile “2005 Lions-Tiyatro Ödülleri”nde Yılın Kadın Oyuncusu olarak ödüllendirildi. Sezuan’ın iyi insanı Bakırköy Belediye Tiyatrolarındaki performansı ile Tiyatro Dergisi Ödülleri’nde 6 dalda aday gösterildi; Ali Taygun-Yılın Yönetmeni, Defne Şener Günay-Yılın Kadın Oyuncusu, Ali Yenel- Yılın Sahne Tasarımcısı, Tolga Çebi-Yılın Oyun Müziği, Özdemir Nutku-Yılın Çevirmeni olmak üzere, 10 ödülün 5’ini Bakırköy Belediye Tiyatrolarına kazandırdı.

Dünse oyunun DT performansını izledim. Oyunun senaryosu hakkında zaten denilebilecek bir şey yok. Konu çok başarılı ve gerek yönetmene gerek oyunculara oldukça fazla malzeme veren bir oyun, fakat anlaşılması için fazlaca yumuşatılmış gibi geldi bana. Oyuncuların performansları tek tek bakıldığında damakta bir tat bırakmasada bütün olarak bakıldığında iyiydi. Shen Te’yi canlandıran Zeynep Ekin rahatsız edebilecek şekilde abartılı bir oyunculuk çıkardı; jest ve mimiklerini iyi kullanan bir oyuncu olmasına karşın bu denli abartılı bir oyunculuk olunca izleyici rahatsız oluyor. Kadın ve erkek karakterlerini aynı anda canlandıran (tiyatrocular bu role “Kabus Rol” diyorlar) Zeynep Ekin’in Shui Ta’yı Shen Te’ye göre daha başarılı bir şekilde canlandırdığını da söylemek lazım.

Bu oyuna, cevabını bildiğimiz halde görmezden geldiğimiz şeyleri yeniden düşünebilmek adına gidin bence. Kim bilir? Belki de gerçekten “… yasalarda olduğu gibi, bir tek iyi insan dünya için yetebilir”.

İyi Seyirler,
Sevgiler,

Tuğba Makina